BEATS BY GIRLZ TÜRKİYE FESTİVALİ’NDEN TÜM ENERJİSİYLE BİR JAMZ SUPERNOVA GEÇTİ

Röportaj: Ceren Kahveci


Fotoğraf: Emirkan Corut

Benliğiyle özdeşleştirdiği ve büyüdüğü ortamı anlamlı kılan küresel sesleri kendine has dokunuşuyla dinleyiciye sunan DJ Jamz Supernova, sektörün kaderine kendi elleriyle şekil vermekten çekinmiyor. Deck arkasındaki macerasına, hünerlerini müzik tarihinden ruhuna dokunan eserlerlerle harmanlayarak devam eden Jamz, dünün ve bugünün seslerini samimi hikayelerle birleştiriyor ve başka müzisyenler için geleceğin sahnesini kuruyor. Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşen Beats by Girlz Türkiye Festivali’nde sahne alan DJ Jamz Supernova ile ilhamlarını, sektöre girişini ve baş küratörlüğünü yaptığı Future Bounce müzik şirketini konuştuk.

 

 

Merhaba Jamz. Burada olduğun için çok heyecanlıyız, umarım her şey çok güzel gidiyordur. 

Her şey iyi gidiyor, teşekkür ederim. Senenin son yoğun iş tempolu sürecindeyim, sonrasında gelecek olan bir aylık tatilimi dört gözle bekliyorum. 

 

Güney Londra’da büyümüş, sektörün öncülerinden biri haline gelmiş bir DJ’sin. Dünyanın her yerinden gelen sesleri birleştirerek dinleyiciye kapsamlı bir tecrübe yaşatıyorsun. Büyüdüğün ortamın dünya müziğine olan bakışına olan etkisi ne oldu dersin?

Güney Londra bir sürü kültürün birleşip harmanlandığı bir yer. Orada büyürken farklı dünyalardan gelen insanlarla zaman geçirmiş olduğum için çok şanslıyım, oldukça büyük bir Afro-Karayip toplumuyla beraber kayda değer bir Türk, Güney ve Doğu Asya çevresini de barındıran bir yer. Böyle bir ortamda, farklı kültürlere karşı merak ve açık görüşlerle büyümenin bende yarattığı etkiyi göz ardı edemem. Bu yüzden İstanbul’da sahne alacak olmak beni çok heyecanlandırdı, beraber büyüdüğüm Türk arkadaşlarımın kültürünü temsil eden bir yeri ziyaret ediyor olmak bir onur. Umuyorum ki onları gururlandırmışımdır.  

 

 

Parçaların müzik tarihinden alınmış unsurların birleşimini barındırıyor, değişken bir doğası var. Geçmişten hangi sanatçı ya da parça şu anki eserlerine ilham oluyor? 

Ah, bu çok iyi bir soru. Şu an tekno ve house müziğinin orijinlerini keşfediyorum, bu da beni 80’ler ve 90’lardaki Detroit ve Şikago’ya götürüyor. Frankie Knucles’dan Underground Resistance’a kadar, o zamanın DJ’lerinin sanatından etkileniyorum ve ilham alıyorum.

 

Setlerimle her zaman bir hikaye anlatmaya çalışıyorum, kim olduğum ve nereye gideceğim hakkında. İstanbul’daki sahnemde Afrika diasporasından parçalar çalmak benim için çok önemli oldu mesela. Alacağım tepkilerin ne olacağından emin değildim, ama bu benim kimliğimin o kadar büyük bir parçası ki onu burada temsil etmemenin kendime haksızlık olacağını düşündüm.

 

Müzikle olan ilişkinin başından beri ilgini çekmiş olan Türk sanatçı veya DJ’ler oldu mu? 

“Kimlik” konseptinin getirdiği kesişimleri ve bunun başka bir ülkede yaşarken köklerine inme isteğiyle birleştiğinde ne anlama geldiğini keşfetmekten keyif alıyorum. Birleşik Krallık’ta merkezlenmiş olup müzikle Türk köklerini keşfeden sanatçılar ilgimi çekiyor, mesela Emir Taha, Enver Göyken ve Chloe Bodur. Yarattıkları sesleri çok seviyorum ve Türk perküsyon ve melodileri beni içine çekiyor.  

 

 

Müziği nasıl “okuyorsun”? Mikslerinde kullandığın parçaları seçmeden, doğru parçayı bulmaya olan yaklaşımın ne oluyor? 

Setlerimle her zaman bir hikaye anlatmaya çalışıyorum, kim olduğum ve nereye gideceğim hakkında. İstanbul’daki sahnemde Afrika diasporasından parçalar çalmak benim için çok önemli oldu mesela. Alacağım tepkilerin ne olacağından emin değildim, ama bu benim kimliğimin o kadar büyük bir parçası ki onu burada temsil etmemenin kendime haksızlık olacağını düşündüm. Sahnemde aynı zamanda Birleşik Krallık’tan da seslere yer vermek istiyorum, ancak bunu o sırada beni benimsemiş ve içine almış olan kültüre saygılı bir şekilde yapmaya dikkat ediyorum. DJ’lik yaparken içgüdüme güvenip o sırada doğru hissettireni çalıyorum. Harika bir DJ olan David Rodigan bir kere parçaların bazen sana konuştuğunu, seni çektiğini söylemişti. Ben de bunu aklımda tutuyorum ve dinliyorum. 

 

Şu an BBC 1Xtra’da kendi programın var, fakat kariyerine ilk Reprezent Brixton’da başladın. Sektöre ilk girmeye başladığındaki hislerini nasıl tarif ederdin, özellikle genç bir kadın olarak? 

Bu sektöre çok aç ve çok tutkuluydum, hala da öyleyim. Ama o his beni benden alıyordu. Düşünebildiğim tek şey oydu ve beni geri tutan her şeye rağmen bunu başaracaktım. Zorlukları olan bir süreçti, ırkım ve cinsiyetim dolayısıyla odaya adım attığım anda yargılanacağımı biliyordum fakat bunu görmezden gelmeyi seçtim ve başımı dik tuttum. Müzik maceramın yavaş yavaş ilerlemiş olmasından bir bakıma memnunum, dayanıklı olmamı ve kendimi bu sırada daha iyi tanımamı sağladı. Böylece başka kadınlara da sektörde yardım etme şansım oldu ve onların yarattıkları şeyler de bana ilham veriyor. 

 

 

DJ olmakla beraber aynı zamanda gece kulübü sektörüne odaklanan Future Bounce müzik şirketinin baş küratörüsün. Raporlara göre satış listelerindeki ve radyodaki parçaların %5’inden azı öncelikli olarak kadın ve “non-binary” sanatçı prodüksiyonu ile üretiliyor, yani dans müziği sektörünün oldukça ciddi bir cinsiyet problemi var. Sektörün işletme kısmına da girmiş biri olarak bu konu hakkındaki fikirlerin nedir? 

Bunun üzerine daha çok çalışmamız gerekiyor, yapmamız gereken şey bu! Kadınların müzik yapabilmesi için ihtiyaçları olan ortamı ve zamanı yaratmamız ve bunu onlara sağlamamız gerekiyor. Ben şirketimde bunu yapıyorum. Eğer beraber çalışmak istediğim bir kadın müzisyen varsa, o yaratıcılığı beraber ortaya çıkarabilmek için ne yapmam gerektiğini araştırmaya başlıyorum. Zamana mı ihtiyacı var? Ekipman? Öneri? Ben onlar için hep burada olacağım ve kendilerini hazır hissedene kadar da beklerim. Kapsamlı bir ekiple çalışmak kolay değil, araştırmak ve istediğin şeyi bulmak için fazladan mesai harcaman gerekiyor. Bunun farkında olmak ve yaptığın işi neden yaptığını sorgulamak süreci kolaylaştırıyor. Eğer çıkardığım son beş eserin hepsi bir erkek sanatçıyla çıkarılmışsa, kendime bunun neden böyle olduğunu ve başka sanatçıları da ekibimde barındırmak için daha fazla ne yapıyor olmam gerektiğini sormam gerekiyor. Sektörün işletme kısmındaki insanlar bu konudaki sorumluluklarının farkına varıp bunun üzerine çalışmaya başladığında çok daha fazla gelişme kaydedebiliriz.  

 

Peki Jamz deck başında sihirli parmaklarını konuşturup müzik yaratmıyorken neyle uğraşıyor? 

Yeni anne oldum, ondan dolayı genelde çok da görkemli olmayan ama inanılmaz tatmin edici olan annelik rolümü oynuyor oluyorum. 

 

 

Son soru: Bu sektöre girmek isteyenler için bir tavsiyen var mı? 

Kendine yaratıcı bir hedef koy ve altı ay bunun üzerine çalış. Bir miks veya parça gibi bir şeyi piyasaya sunmak olabilir veya pratik yapmak, kendini geliştirmek için belli bir saat hedefi koyabilirsin. Seni bir sonraki seviyeye taşıyacak şeyin ne olduğunu düşünüyorsan, emin olabilirsin ki ona istikrarlı bir şekilde yaklaştığın sürece güzel sonuçlar göreceksin. 

 

 

#komünitecalling Sayısını Okumaya Devam Et