DUYGU ROLLER-COASTER’I: 10: SOYUTLAMALAR, İMALAR, MÜTALAALAR

Yazı: Burak Diken

Fotoğraf: İmalat-Hane

Küratörlüğünü Duygu Demir’in üstlendiği grup sergisi “10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar”, 2 Eylül Cumartesi günü İMALAT-HANE’de açılışını gerçekleştirdi. Son on yılda üretilmiş eserlerden bir seçki sunan sergide Ahmet Doğu İpek, biriken, Burak Kabadayı, Cevdet Erek, Deniz Aktaş, Hakan Topal, Hale Tenger, Hasan Özgür Top, Huo Rf, İnci Furni ve Özlem Günyol – Mustafa Kunt ikilisi yer alıyor.

 

Serginin belirleyici filtresini, hem buralarda hem de tüm evrende karşımıza çıkardığı sayısız çılgınlığıyla son on yıl oluşturuyor. Sanatçılar, -sergi metnine göre- sosyal, politik, düşünsel onca mevzunun yaşandığı şu on yıldaki değişim ve dönüşümlere bakan işleriyle, seyirciyi sonsuz serbest çağrışımlı bir hafıza yolculuğuna çıkarıyor. 10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar, DAEŞ’in favori fontundan Birecik’teki tehlike altındaki kelaynaklara, yasaklı slogan kelimelerinden 15 Türk Lirası’na uzanan görüş alanıyla bu geçirdiğimiz on yılın nasıl hissettirdiğine dair bir hatırlatıcı. 

 

Videoları bugüne kadar birçok ülkede gösterilen Hasan Özgür Top’un Bir Kahramanın Düşüşü isimli işi, serginin en akılda kalıcı eserlerinden birisi. Sanatçının 15 dakikalık videosu bir sorgu, bir psikoterapi seansı ya da bir günah çıkarma ritüeli arasında gezinen bir itiraf olarak kurgulanmış.

 

Protocinema ve SAHA işbirliğiyle hazırlanan bu şaşırtıcı video, Türkiye’de ilk kez gösteriliyor. Videodaki anti-kahraman, DAEŞ’in 2014 yılında “Amerika’ya Bir Mesaj” isimli YouTube videosunda kullandığı Trajan fontu üzerinden başladığı çözümlemelerinde Hollywood’dan politik liderlerin sosyal medya hesaplarına, Roma İmparatorluğu’ndan video oyunlarına uzanarak ideoloji ve mitolojinin yan yana geldiği noktaları analiz ediyor. Videoyu izlemeye başlamadan önce, DAEŞ’in motivasyonuyla Joseph Campbell’ın fantazyalar için el kitabı olan Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nu bir şekilde bağdaştırabileceğinizi hiç tahmin edemiyorsunuz gerçekten. ‘Macera’ya çağrı, bu yolculuktaki mentörle tanışma, kendi yaşam alanından o ayrılma ve tüm o macera sonrası yeni birisi olarak evine dönme gibi Campbell’ın her hikâyenin mutlak elementleri olarak önerdiği bu adımların her biri DAEŞ’e katılmak isteyenlerin de motivasyonlarıyla bire bir uyumlu. Frodo’nun hikâyesine tanık olduktan sonra DAEŞ’e kaydolmak isteyen birileri olmamıştır umarım. 

 

Bir kapı eşiğinin hemen yanında ya da bir duvarın tam ortasında yükselen A’lar ise sanatçı ve müzisyen Cevdet Erek’in Belçika M KHA’daki 2018 yılındaki kişisel sergisi AAAAA’da ilk kez yaptığı yerleştirmelerdeki tipografik elementler. Sanatçının bu sergi için uyarladığı AA AA’da da, diğer işleri gibi ses, grafik dil ve mimari iç içe. Eserin ilk fikri, Erek’in metal müzik gruplarının tişörtlerinde kullanılan baskıları anımsatan bir grafik denemesi üzerine yükselmiş. Duvarlarını süslediği İMALAT-HANE’ye benzemesiyle de mekan deneyimine dair yine ve yeni bir perspektif sunuyor.

 

 

 

 

 

Detaycılığıyla tanıdığımız Ahmet Doğu İpek’in Siyah Su Kayıtları – Günler eseri ise bir performansın görsel kayıtları-ymış. Sanatçının, 157 gün sürdüğürdüğü bu performansın kayıtları üzerine sulu boya kullanarak oluşturduğu örneklerle her ayrı günü her ayrı kareye işlediği bu seri, birbirine çok benziyor olsa da dokusu ve izleriyle birbirlerinden farklı. İzole ve tekrar eden günleri yakından tanıdığımızı hatırlatırken serinin oluşturulduğu 2016-2017 yıllarındaki gerginlik ve karamsarlık gibi kavramlar da İpek’in öne sürdüğü diğer olgular. 

 

İpek’in işlerinden hemen bir sonraki yıl, 1 Mayıs 2018 yürüyüşlerinde atılması yasaklanan sloganlardan yola çıkan Cezalı Harfler ise yaklaşık yirmi yıldır birlikte üretim gerçekleştiren Özlem Günyol ve Mustafa Kunt ikilisine ait. Bu yasaklı sloganları oluşturan harfler, DVD video ikonunun televizyonun köşelerine çarpması gibi, birbirinden ayrı gayrı -ve tabii ki artık anlamsız bir şekilde- çerçevenin içerisinde geziniyorlar. Sıkışmak, duvarlardan sekmek, bariyerler, öznellik ve öteki gibi dinamik ve ilişkilerle birlikte kelime ve harfleri algılayışımıza ve güncel konumlarına dair bir yerleştirme. Tekil olarak kullanılan harflerin bütününden kopunca bu denli anlamsızlaşıyor olması da dilin deliliğini -ve tabii yasaklarımızla yaşadığımızı- bir kez daha hatırlatıyor.

 

Serginin bir diğer göz alıcı işi de Huo Rf’e ait. Multidisipliner sanatçının banknot, bakır levha ve atılmış deri parçalarından ürettiği 15 Lira isimli eseri, göç üzerinden kurgulanmış bir asamblaj aslında. Üç adet 5 Türk Lirası’nın üzerine Suriyeli göçmen bir ailenin hikâyesini işleyen Rf’in seçtiği bu meblağa, eserin üretildiği 2015 yılındaki haberlere göre Türkiye-Suriye sınırından kaçak göçmen geçişi için gerekli olan miktar. Bu hikâyesi birden derinlerden derine inen 15 Lira’nın etrafını oluşturan derilerin farklı renkleriyse ten rengi, insan bedeni ve harita çağrışımlarıyla seyircisini birden o dünyanın içine çekiyor.

 

Burak Kabadayı’nın Suriçi’nde bir evdeki kurşun deliklerinin kalıplarını alıp bu boşlukları dolu formlara çevirdiği Bırak Orada Kalsın yerleştirmesi, Deniz Aktaş’ın Diyarbakır’a uçarken havadan gözüne çarpan imajların izini sürmesiyle gerçekliklerini öğrendiği askerî mezar hazırlıklarını içeren 9 Tahta I ve II, Hakan Topal’ın Birecik bölgesindeki eserler, harabeler, su kütleleri ve organizmalar üzerine şiirsel bir soruşturması olarak tanımlananan Altın Kafes de serginin değinebildiği diğer alanlardan bazılarını oluşturuyor. 

 

10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar; toplumsal hafıza, ortak bilinç, evrensel hissiyatlar ve canımızı sıkan diğer bu gibi yoğun olguların geçtiğimiz on yılda ne kadar derinleştiğine dair hem yeni hem de tanıdık bir bakış. Eserlerin kiminin tekil kimininse iç içe dallı budaklı birçok metodun ve stratejinin bir araya gelmesiyle oluşturduğu o kalabalık ve yoğun duygu seli, 3 dakika falan bile nefes almaya fırsat bulamadığımız bu on yılın nasıl geçtiğine dair somut bir sonuç gibi hissettiriyor. Sergi, belirtildiği gibi sadece bazı konulara göz atabiliyor gibi görünse de aslında anlatılabilecek ve kayıtlara aktarılabilecekleri kullanarak göstermek istediklerini göstermeyi, hatırlatmak istediklerini hatırlatmayı, yaraları -belki de- açmayı ve nasıl bir his roller-coaster’ında olduğumuzu aktarabilmeyi başarıyor.

 

     

 

10: Soyutlamalar, İmalar, Mütalaalar, 2 Aralık 2023’e dek İMALAT-HANE’de görülebilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

#komünitecalling Sayısını Okumaya Devam Et