ŞEHRE YAYILMANIN BİR YOLU: İKSV TİYATRO FESTİVALİ

Yazı: Yağmur Ruken Kahraman

Fotoğraf: İKSV izniyle

 

Bereketiyle gelen tiyatro sezonunda izlememiz gerekenlere; 27. İstanbul Tiyatro Festivali de kalp çarptıran bir seçkiyle giriş yapıyor. Işıl Kasapoğlu kürasyonuyla hazırlanan festival 25 Kasım’a kadar sürecek. Programda Türkiye’den 11; yurtdışından ise 9 yapım var. Festivalde, İstiklâl Caddesi’nin farklı alanlarını mekan olarak kullanan oyunları en çok dikkatimizi çekenler oldu. İzlemek için geç kalmadan takvimlerinizde yer açın ama bilet bulamazsanız üzülmeyin, yerli yapımları festival sonrasında da izleyebilirsiniz. 

 

Festivalin biletleri hızlıca tükendi ama ek bilet satışı ihtimali için passo.com‘dan takip edilebilir ve her zaman oyun öncesinde elindeki biletleri satmak isteyen kişilerle karşılaşma ihtimaliniz de var. 

Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı

“Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı”, mekâna özgü tasarlanmış Ferdi Çetin imzalı bir rüya deneyimi. Oyun dünyanın en eski ikinci metrosu 1875 tarihli Tünel’in istasyon binası Metrohan’ı mesken ediniyor. Geleneksel anlatının dışında, bir kadının parçalı anlatısı etrafında örülen oyunun yönetmenliği Kayhan Berkin‘e; performansları ise Nergis Öztürk, Okan Urun ve yine Kayhan Berkin‘e emanet.

 

Büyük Zarifi Apartmanı

Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde İstanbul’un en varlıklı ailelerinden Zarifilerin yaptırdığı 150 yıllık Büyük Zarifi Apartmanı, tasarımı ve yönetmenliği İlyas Özçakır’a emanet bir performansın ev sahibi. İstanbul Rumlarının geçmişinden bugününe kulak kesilen bu mekana özgü iş, sinemayla tiyatronun araçlarını deneysel bir performansta harmanlıyor. Apartmanın ve koca bir şehrin tarihine tanıklık edeceğimiz performans, 1-2-3-4-5 Kasım’da karşımızda.

İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu ile desteklenen oyunda (videoda), Ali Baran Özcan, Andreas Sarantidis, Çağdaş Ekin Şişman, Oğulcan Arman Uslu, Yusuf Tan Demirel oynuyor.

 

Çirkin  

Hope Alkazar,  “immersive” tiyatro deneyimi “Çirkin” oyununun ev sahibi. Oyun, Anadolu’nun gelenek ve masallarından ilham alan gerçeküstü bir ihanet hikayesini anlatıyor. XTOPIA’nın tasarladığı dijital eserlerin içine girerek izleyeceğimiz ve 2 Kasım’da prömiyerini yapacak “Çirkin”; Nihal Yalçın’la Onur Berk Arslanoğlu’nu buluşturuyor. Çirkin’in yönetmenliğinde ise Güray Dinçol imzası var. Oyun festival sonrasında haftada 2 kez sahnelenmeye devam edecek. 

 

İstanbul Mon Amour

“İstanbul Mon Amour”, pek sevdiğimiz Ahmet Sami Özbudak’ın heybesindeki araştırmaları ve hayalleri; sevdiğimiz pek çok isimle bir araya getirirken İstanbul’a aşkını da ilan ediyor. Meral Çetinkaya, Deniz Türkali, Bülent Emin Yarar, Okan Bayülgen, Çiçek Dilligil, Fehmi Karaarslan gibi isimleri yan yana göreceğimiz festivalin kapanış oyunu; 25 Kasım’da iki seansla karşımızda olacak! Osmanlı’dan bugüne şehrin hafızasına sayısız kez tanıklık eden Notre Dame De Sion, Galatasaray ve Saint Benoit Fransız liselerini mesken edinen ve Beyoğlu’nun görkemli tarihine açılan bu yolculuğun biletleri, tahmin edersiniz ki erkenden tükendi.

 

Festivalden Kaçırmamanız Gereken Diğer Oyunlar

-Belgesel tiyatro denilince akla gelen ilk isimlerden Anestis Azas imzalı “Baklava Cumhuriyeti”, 17-18 Kasım’da DasDas’ta. 

-Uluslarası alanda çokça övgü toplayan Wajdi Mouawad imzalı “Kız Kardeşler”, 21-22 Kasım’da Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde. 

-Mask tiyatrosunun yeniden keşfinin öncüsü olarak anılan Familie Flöz oyunu “Düğün” 7-8 Kasım’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde. 

Terörizm, toplumsal olaylara duyarsızlaştığı ölçüde kendi başına gelenlere hassaslaşan günümüz insanı üzerine karanlık bir komedi. Tansu Biçer ve Tülin Özen’i bir kez daha bir araya getiren oyun, 15 ve 16 Kasım’da CKM’de. 

– Nazan Kesal’ın tasarladığı, Ercan Kesal’ın yazıp oynadığı Ayazma’nın Yılanı ya da “Anadolu’nun herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda, bir kum tanesinden tüm evrenin tarifi”, 4-5 Kasım’da Atlas 1948’de. 

– Peyk’in ilk müzikal deneyimi olan Hamiyet, Deniz Madanoğlu tarafından yazıldı. İstanbul’un dışındaki bir işçi mahallesinde kocası ve iki kızıyla sakin bir hayat süren Hamiyet’in 1980 darbesiyle altüst olan hayatını anlatan oyun, bir müzikal. 10 ve 11 Kasım’da Fişekhane’de. 

– Festivalin en özel oyunlarından Kabuk, deprem bölgesinden konuk. Kabuk’ta bir türlü uyku tutmayan üç kardeşin bir deniz kabuğunun peşinde birbirleriyle, denizle ve uykuyla mücadelesini anlatıyor. Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteğiyle ve İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu ile sahnelenen oyunun oyuncuları da Adana’da yapılan açık çağrı ile seçilmiş. 18-19 Kasım’da Alan Kadıköy’de. 

 

BONUS

Beş dansçı ile üç uzun siyah bankın başrolünde olduğu Bankta oyunu, heyecanla beklediğimiz bir dans gösterisi aslında. Danimarkalı Uppercut Dans Tiyatrosu’nun gösterisi, 17-18 Kasım’da.

#komünitecalling Sayısını Okumaya Devam Et