TÜRLERİN EŞİĞİNDE: KRAAK & SMAAK
Röportaj: Büşra Soydemir
Anakaradan dört deniz mili uzakta üzümlerin yeryüzüne bağlandığı, rüzgarın kıyılara tüm duyular için taşıyıcı olduğu, nöbetteki güneşin seyrini antik kale üzerinde tamamladığı Bozcaada; ilham veren coğrafyasında mesken tutan Bozcaada Caz Festivali ile tanıdık yüzler, taze isimler ve leziz keşiflere yuva oluyor. Festivalin özünde yer alan pitoresk manzara 7 Eylül’de Kraak & Smaak’ın dinamik performansının fonuna dönüşüyor. Elektronik, funk ve downbeat füzyonunda sürükleyici bir hikaye anlatacak ekiple ada ekseninde sohbet ettik.
Birçok türe kök salan müziğiniz bu zamana dek farklı coğrafyalara ulaştı. Ana karadan uzakta gerçekleşecek bu performans için ne hissediyorsunuz?
Öncelikle hepimiz bunu gerçekten dört gözle bekliyoruz. Türkiye’de çalmayalı uzun zaman oldu, şimdiyse samimi ve havalı bir festivalin harika lokasyonunda çalacağız. Ve aslında cevap sorunun içinde; yıllar boyunca dünyanın dört bir yanında sahne aldık ve müziğimiz farklı yerlerde birçok insana dokundu. Bu anlamda nerede çaldığımızın pek bir önemi yok, belki de köklerimiz de sound’umuz gibi uluslararası.
Festivalin teması miselyum; bağlantı kurarak uyum sağlama, gelişme yeteneğiyle biliniyor. Yıllar içinde iş birlikleri ve türlerin harmanlanmasıyla dönüşen sound’unuzu bu tema perspektifinde nasıl değerlendirirsiniz?
Tema kim olduğumuz ve ne yaptığımızla çok iyi örtüşüyor. Genel olarak müzik endüstrisi zaten çok dinamik olsa da uzun süredir bu endüstride var olmak dönüşümü, bağ kurmayı ve iş birliği yapmayı daha önemli hale getiriyor. Hem yaratıcılık hem ekonomik olarak gelişim de ancak bu yolla mümkün. Sabit kalmak geriye gitmekle eşdeğer, bu yüzden hiçbir zaman kendimizi stüdyo prodüksiyonu veya dj setleriyle sınırlamadık. Canlı çalan bir grup kurmak hiç aklımızda yoktu. Zamanla müziğimizi bu sayede yeni bir alana, farklı dinleyicilere ulaştırabileceğimizi ve başka müzisyenlerle bir araya gelerek birbirimize ilham olabileceğimizi fark ettik.
Farklı müzikal bölgeleri keşfederek kendi müzik harmanınıza dahil etmekle ilgili güdüsel yaklaşımınızı belirleyen motivasyon nedir?
Bu hiçbir zaman bilinçli bir karar ya da konsept değildi. Müziğe başladığımız zamandan beri pek çok farklı tarz ve türü içimize çektik. Belki çok fazla sample kullanmamızın ve her zaman yeni ve belirsiz plaklar aramamızın etkisi vardır. Digging yaparken çok meraklı oluyorsunuz ve bu merak harika plaklar bulabilmek için bir yönteme dönüşüyor. Bunun yanında popülerliğimiz artınca başka şekillerde de geliştik; yeni ekipmanlarla ve vokalle deneme yapma imkânımız arttı. Ayrıca tatmin sağlayabilmek adına yeni yollar keşfetmeye devam etmek de önemli. Bu kadar çok albümden sonra hala yeni bir şeyler üretebilmek için buna gerçekten ihtiyaç var. İşin garip yanı, insanlar ne yayınlarsak yayınlayalım sonucun her zaman Kraak & Smaak gibi olduğunu söylüyor, yani görünüşe göre geniş olsa da özgün bir sound’umuz var. Ama her zaman taze bir şeyler eklemeye, dönüştürmeden müziğimizi yeniden inşa etmeye çalışıyoruz.
Bozcada Caz Festivali bizim için yaza veda etmenin şahane bir yolu, turne programınızın en güneyinde yer alarak sizin için de aynı anlamı taşıyor olmalı. Bu rota sayesinde tadını çıkarabilecekleriniz konusunda heyecanlarınız neler?
Elbette bir ada olması, Türkiye’nin güzel bir yerinde konumlanması, oraya ulaşmanın biraz çaba gerektirmesi… Festivalin hemen öncesinde Filibe’de olacağız ve oradan adaya gelmenin biraz zor olacağını fark ettik. Neyse ki seyahat ve macera kimliğimizin ayrılmaz bir parçası. Umarız sonrasında geriye dönüp harika bir konsere bakabilir ve adanın tadını olduğu gibi çıkarabiliriz. Mayolarımızı getirmeli miyiz?